Site icon Latteden Borsaya

Yatırım, Portföy ve Tavla

Herkese selamlar.

Hızlı bir gündemimiz var ve birçok şey oluyor. Önce tarihe notumuzu düşmek için gelişmeleri kaydedelim. Sonra da hisselere geçeriz.

Yazıyı da yatırım hakkında bir kaç kelâm ederek bitirelim.

Hadi başlayalım.

Yeni Ekonomi Yönetimi Oluşmaya Başladı

2023 yılı Haziran ayı ekonomi yönetimi kadro oluşumu açısından hızlı başladı.

Hazine ve Maliye Bakanlığına Mehmet Şimşek getirildi.

Merkez Bankası Başkanlığına da Hafize Gaye Erkan atandı.

Eski MB Başkanı Şahap Kavcıoğlu BDDK’nın başına geçti.

Ekonomi yönetiminin uyumu ve izleyecekleri politikalar ülkemizin geleceğini yakından etkileyecek. Umarım bu zor görevlerinde başarılı olurlar ve durgunluğa yol açmadan enflasyonu aşağı çekebilirler.

22 Haziran’daki açıklamaları dört gözle bekleyeceğim.

Bu arada seçime kadar enflasyona oranla değerli kalan TL’de değer kayıpları hızlandı.

Dolar/TL 23,38, Euro/TL 25,15’e ulaştı.

Gram altın da ben bu yazıyı yazarken 1474,07 TL seviyelerinde işlem görüyor.

ABD’nin faiz arttırdığı dönemde artık dolara erişmek için daha çok faiz ödüyoruz. Bu yüzden de cari açığı azaltmak, cari fazla vermek çok daha önemli hale geldi. Yoksa her döngüde bunları konuşmaya devam edeceğiz.

David Einhorn’un çok sevdiğim bir lafı vardır: Yatırımcı olarak görevim, neyin olması gerektiğinden ziyade neyin olacağını bulmaktır.

Bu yüzden şöyle olmalı böyle olmalı ile vakit kaybetmeye gerek yok. Bu bizim gibi yatırımcıları hedeflerinden saptırıp odaklarının kaybolmasına sebep olur. İşimize dönelim.

Hisse Pozisyonları

Hisse pozisyonlarımda değişiklik yok. Ufak tefek ayarlamalar hariç eşit oranda PGSUS, ALARK ve THYAO taşımaya devam ediyorum.

PGSUS ve THYAO pozisyonlarını 3 ay önce açmıştım. O zamanlar PGSUS’un yurtiçinden yurtdışına kapasite aktarımı stratejisi devam ediyordu. Doluluk oranları artıyor ve jet yakıtı fiyatları düşüyordu.

THYAO’da da doluluk oranları artışı sürüyordu. Yeni havalimanı etkisini göstermeye başlamıştı.

Şu anda bu ivme devam ediyor. Nazar değmezse iyi bir yaz sezonu bizi bekliyor.

Burada beni gerçekten şaşırtan durum ise Haziran ayında üst üste gelen aracı kurum raporları ile bunlara dikkat çekilmesi oldu. Rapor üstüne rapor, hedef fiyat üstüne hedef fiyat artışı gördük. Görmezden gelinen havacılık sektörü yaklaşan yazla birlikte rağbet görmeye başladı.

Beklemeye devam ediyoruz. Bakalım ne olacak.

Bu arada hep olumlu yönlere bakmak olmaz, biraz da diğer tarafa bakalım.

Havacılık pozisyonlarını açalı 3 ay olmuş ama PGSUS’ta EURO bazlı getiri elde edemedim. THYAO biraz daha sağlam durdu.

Öte yandan Sabiha Gökçen 2. pisti hala açılmadı.

Son olarak havacılık sektörü de maalesef döngüsel bir sektör. Yani şöyle bir sıra izlenecek: Covidden dolayı çoğu Avrupa Havayolu kapasite azaltımı yaptı. Artan fiyatlar ve kârlılıktan dolayı bunlar (umarım) yavaş yavaş kapasite arttırmaya başlayacak. Aynı şekilde Orta Doğu taşıyıcıları da kapasite arttıracak. Biz de zaten yükseltiyoruz. Artan kapasite fiyat rekabetine sebep olacak. Fiyat rekabeti kârlılığı azaltacak. Azalan kârlılık kapasite düşürecek derken bu döngü başa dönerek devam edecek. (Net Zero karbon salınımı planının havacılığı nasıl etkileyeceğini ise hep birlikte göreceğiz).

Bu yüzden aşık olunacaksa döngüsel olmayan başka bir sektöre aşık olunması çok daha sağlıklı olabilir. Yoksa EREGL’deki duruma düşebiliriz. Kalbimiz kırılmasın.

Ama öte yandan da yerinizde sımsıkı oturmadan para kazanamazsınız. Bu yüzden bu sektöre yatırım yapanların gelişmeleri yakından izlemesinde fayda var.

ALARK ise hep bildiğiniz gibi. ALTINS1 satıp 66 maliyetle ALARK aldıktan sonra hoş günler geçirdiğimi söyleyemem:) fiyatlar 50’leri gördü ama Eurobondları satıp maliyet düşürmem ve şirketin de 79 TL’ye çıkması biraz beni kurtardı.

Şimdilik bu pozisyonda da bir değişiklik yapmadım.

Hiç satmamak üzere biriktirdiğim temettü portföyünde ise bir değişiklik yok şimdilik. Ekleme yapamadım ama bu ayki portföy kazançlarından ve halka arz gelirlerinden burayı biraz daha büyütme niyetim var.

Yatırım Satranç Değil Tavlaya Benzer

İlkokulda satrancı büyüklerimi izleyerek öğrenmiştim. Rakibinle teke tek kaldığın, iyi olanın çok büyük olasılıkla her zaman kazandığı bir oyundu. Güçlü olan güçsüz olanı her zaman yenerdi. Satrançta şansa yer yok.

Sonra tavlaya merak saldım. Zar vasıtası ile olasılıklarla ve dolayısı ile şansla da burada tanıştım.

Tavlada şöyle bir şey var. Mesela öyle bir durumda kalırsınız ki 1-1 hariç her durumda kazanırsınız. 1-1 gelme olasılığı 1/36’dır. 1-1 hariç diğerlerinin gelme olasılığı da 35/36’dır.

Çoğu zaman diğer olasılık gerçekleşir ama bazen de 1-1 gelir ve kaybedersiniz.

Yatırım da bu sebeple satranca değil tavlaya benzer.

Bazen en doğru kararı verirsiniz ama olmayacak şey oluverir. Verdiğiniz doğru karara rağmen kaybedersiniz. Bazen de yanlış karara rağmen kazanırsınız. Size oyunu sadece 6-6 kazandırır ve düşük olasılıklı olmasına rağmen 6-6 ile oyunu kazanırsınız.

Yeni satranca başlayan birinin bir büyük satranç ustasını yenme imkânı yoktur. Ama tavlada zarın yardımı ile ondan bir el alabilirsiniz.

Yatırıma yeni başlayan biri 40 yıldır yatırım yapan ve kendini geliştiren bir yatırımcıyı sırf bu yüzden kısa vadeli performansta geçebilir. Bu da tavlanın ve yatırımın kuralları gereği gayet normaldir.

Yatırımcılar olarak biz de kazanma olasılığımızı arttırmak için çalışırız. Sürekli kendimizi geliştirerek psikolojimizi yöneterek bu olasılığı %50’nin üzerinde tutmaya özen gösteririz. Bazen doğru karar veriririz ve başarılı oluruz. Bazen de işler istediğimiz gibi gitmez. Doğru kararlar istediğimiz sonuçlara yol açmayabilir. Ya da yanlış kararlar ile başarılı sonuçlar elde ederiz. Bu da ilerisi için çok tehlikeli olabilir.

Bu yüzden de her işlem sonrası kararın otopsisini yapmak ve sonuçlardan çok kararlara odaklanmak çok önemlidir.

Herkese bol kazançlar dilerim.

Saygılar.

Exit mobile version