Herkese selamlar.
Umarım güzel zaman geçiriyorsunuzdur demek isterdim ama ağustos ayında yaşadıklarımızdan sonra çok da iyi zaman geçirdiğinizi düşünmüyorum. Ayılar peşimizde.
Yine bizi güzelce ve profesyonelce dövdükleri bir ayı geride bıraktık. Şimdi haklarını da yememek lazım. Bütün ay dövdükten sonra son gün ufak bir yükselişle bizi umutlandırmayı başardılar.
Neyse artık yapacak bir şey yok. Bu ne ilk ne de son düşüş olacak. Muhtemelen ömrümüz boyunca 3-4 çok büyük kriz, sayısız da küçük sallantı göreceğiz. Bu yüzden bunlara alışmak ve kabul etmek lazım. Önemli olan bizi her durumda hayatta tutacak bir planımızın olması.
Biz mahvolma ihtimalimizi olabildiğince düşürelim, hisse senedi piyasası gerisini halledecektir.
Hadi başlayalım.
Önce Hatalar
Her ne kadar portföyden harcama için çıkardıklarımı eklemediğimde sene başından beri kârda olsam bile, dolar bazında 2023 Eylül ayının neredeyse %10-12 altındayım. (Bunu yazarken Işık Ökte’nin sesi kulaklarımda yankılandı: “Bak Barış! Garanti 3 senede dolar bazında %350 yükselmiş, sen para kazanamadıysan borsada ne işin var?” der gibi hissettim.) Buna rağmen bulunduğum durumdan çok da şikâyetçi değilim.
Bunda 2024 başındaki teknoloji rallisini kaçırmamın, sonrasında da 30 TL civarından panikleyip Akbank satmam sebebiyle bankacılık rallisini kaçırmamın rolü büyük.
İlk hatama gelirsem: Ocak 2024’te faizlerin tepe yaptığını ve artık yavaş yavaş yaz ile beraber indirileceğini tahmin ediyordum. Zaten faiz indirim haberi gelince borsalar tekrar toparlar diye de düşünüyordum. Yani bana göre her şey çok çabuk olacaktı ve tekrar boğa piyasasına geçiş yapacaktık.
Fakan işler planladığım gibi gitmedi. Özellikle son aylarda ciddi bir BOFA satışı yaşıyoruz. Karşısında hiçbir güç maalesef duramıyor. Sattığı zaman satmaya, aldığı zaman almaya istekli bir güruh oluşmuş durumda. Herkes fiyata o kadar bağımlı ki değer kavramı ile hareket eden ve bunlara dur diyebilecek biri kalmamış gibi.
Bu da varlık fiyatları üzerinde büyük bir baskı oluşturuyor. Hoş, enflasyonu düşürmek için varlık fiyatlarının baskılanması gerektiğini de biliyorum ama bu kadar karamsarlığı tahmin edememiştim. Sonuçta herkesin kendini zengin hissettiği ve hesapsızca harcama yaptığı bir ortamda enflasyonun düşmesini bekleyemezsiniz.
Ayrıca bu karamsarlığın bu kadar uzun süreceğini de düşünememiştim. Daha ne kadar sürer bilmiyorum. Fakat etraftaki her şeyin fiyatı acayip bir şekilde artmaya devam ederken şu anda “bazı hisse senetlerinin” ucuz olduğunun da farkındayım. Neyse hatalarımı anlatmaktan sapmayayım.
İkinci hatam ise enflasyon muhasebesinin portföyüme bu kadar etki edeceğini tahmin edememem oldu. Ağırlıklı ALARK ve EKGYO taşırken ve pozisyonlarımda çok eminken bunlardan bayağı bir dayak yedim. Aslında gururum incindi 🙂 Yoksa çalı dibinde paşa paşa bekliyordum. ALARK düştüğü yerden kalkamadı, EKGYO ise beni üzerinden attıktan sonra yoluna devam etti. Tabii EKGYO’dan enflasyon muhasebesine bağlı kötü bilanço ile çıkmadım ama etkenlerden biri de oydu.
Ne günlerdi yahu. Çarşamba biri kötü geldi, perşembe de öteki kötü geldi. İkisi de taban oldu. Böğrüm yandı resmen:)
Üçüncü ve son hatam ise psikolojime yenik düşmem oldu. Her ne kadar okusam etsem de büyük düşüşlerde pozisyonu devam ettirmekte gerçekten zorlanıyorum. Bu da sanırım sık sık ekran takip etmekten kaynaklanıyor. Maalesef onu daha yenemedim. Madem alsat yapmayacaksın, neden ekran takip ediyorsun değil mi?:) Ama insan alışıyor.
Neyse hatalarımı yazdığıma göre şimdi piyasalardaki son duruma bakabiliriz.
Piyasalarda Son Durum
Avrupa Merkez Bankası faiz indirimlerine aralıklı da olsa başladı. Son verilerle ağustos ayında yıllık enflasyon %2,2’ye indi.
Öte yandan Euro/Dolar kuru 1,1077 civarlarında seyrediyor. Tekrar 1,10’un üzerine atması ülkemiz için olumlu. İhracatımızın dolarla alıp euro ile satma gibi bir durumu var. Bu yüzden diğer bütün etmenleri dışarıda bıraktığımızda euro’nun değer kazanması iyidir.
Bu arada brent petrol de 78 dolar civarlarında seyrediyor. Bu ve bunun altında oluşacak seviyeler bizim için olumlu olur. Enerji maliyetlerinde düşüş de işimize gelir. Ama aşırı da düşmemesi lazım. O zaman da dengeler şaşabilir.
Yazıyı yazarken dolar 34,06 TL, euro 37,69 TL, sterlin ise 44,81 TL civarlarında seyrediyor.
Ezeli düşmanımız güncü teyzeler ise istikrarlı şekilde altından para kazanmaya devam ediyorlar. Gram altın 2.763 TL’ye kadar yükseldi.
Ne dolarla ne euro ile ne faizle ne de poundla yarışıyorum. Tek rakibim altın ve güncü teyzeler. Yıllardır edindikleri tecrübe ile çok iyi bir yatırım aracına yatırım yapmışlar. Bu sene de aksilik olmazsa onları yine geçeceğiz ama kan, ter ve gözyaşı ile olacak. Onlar yine dolmaları götürüp dedikodu yapmaya devam edecekler.
Ama hayalin ne derseniz: Altın günü değil de hisse günü yapılmasını isterim. Herkes birbirine 100 lot hisse virmanlasın, otobüsle genel kurullara katılsınlar, torunları ile getiri yarışı yapsınlar.
Dünyanın politik durumunda çok değişen bir şey yok. Sorunlar devam ediyor. Geçenlerde bahsettiğim Japonya işi biraz sallanmaya başladı. 0,25’lik mutlak değer olarak küçük ama Japonya için çok büyük bir faiz artışı sonrası dünyada da bir panik hâli yaşandı. Herkes düştüğü yerden kalktı ama biz kalkamadık.
Özellikle emtiaları, Japonyayı ve Çin-Tayvan-Amerika üçgenini yakından takip etmek gerekiyor.
Bir siyah kuğu ihtimali bu aralar artmış durumda ama “siyah kuğu” olgusunda da şöyle bir şey var. Zaten bu bilinirse önlem alındığı için siyah kuğu olmaktan çıkıyor. Dolayısıyla bu, bir sonraki şokun hiç tahmin etmediğimiz bir yerden geleceği anlamına geliyor. Yaşayıp göreceğiz.
Bana derseniz ki bu kadar çok şeyi nasıl takip edeceksin? Edemeyeceğim. Bu yüzden de şirketlere odaklanmak çok daha doğru olacak.
İşin bu kısmı da beni çok güldürüyor. İlk başta Peter Lynch okuyorsun, Warren Buffett okuyorsun ve sadece şirketlere odaklanıyorsun. Sonrasında zaman ilerledikçe işleri daha da karmaşıklaştırıyorsun. Makro ekonomi, grafikler, politik ekonomi derken her yere uzanmaya çalışıyorsun. Sonra aradan yıllar geçiyor ve her şeyin fazla karmaşık olduğunu, aslolanın şirketlere odaklanmak olduğunu bu sefer ezberlemeyerek anlıyorsun.
Ağustos 2024 Sonunda Hisse Senedi Varlığı
Portföyde ağırlıklı olarak 6 ana hissem bulunuyor. RYGYO bu portföyde değil. Onu saymıyorum.
İlk dört hissem FROTO, SASA, ALARK ve TTKOM neredeyse %80 ağırlığa sahip.
Kısa kısa hisselere değineyim.
FROTO fena dayak yedi. Bu kadar düşeceğini tahmin etmemiştim. İlk alımımı 1.100 TL civarlarından yapmıştım. Yatırımları devam ediyor. Euro/dolar paritesi lehine, AB’deki canlanmadan da olumlu etkilenecek. Olumsuz yanı TR’deki fiyatlama düşüşü ve olası AB zayıflığı.
SASA’da yatırımlar bitiyor. Bence fazla dayak yedi.
ALARK bildiğiniz gibi kendi hâlinde takılıyor. Tepeden %40’a yakın düştük. Onda da yatırımlar devam ediyor. Enflasyon muhasebesi ve ortak satışı sebebiyle çok dayak yedi.
EREGL’de geçen aylarda bahsettiğim satışlarda ve FAVÖK’te artışın net kâra yansımasını bekliyorum.
TTKOM’da ise dezenflasyon dönemi ile birlikte her bilançonun bir öncekinden daha iyi olacağını tahmin ediyorum. Pozisyonda durmamın sebebi o.
Şimdi portföye bakıyorum da tam banka dışı BIST 30 portföyü olmuş. (Arka planda yine Sayın Işık Ökte’nin sesi geldi: “Bak Barış! Türk insanı banka almaz, holding almaz!).
Kısaca şu an fiyatların içinde kötümser psikolojinin ağırlıkta olduğunu düşünüyorum. Bu daha da kötü olmayacağı anlamına gelmez. Sonuçta olabilecek çeşitli olasılıklardan biri olacak. Fakat artık bize pahalı diyemiyorum. Bu sebeple de %50’den %70 civarına çıktım. Biraz daha döverlerse %100’e çıkarım ve beklerim.
Burada uyguladığım sistem; ne kadar coşkulu olsam da yükselişlerde biraz biraz nakde geçip kenara çekilmeyi, düşüşlerde ne kadar üzüntülü olsam da hisse senedi almayı zorunlu koşuyor. Bu yüzden de hisse ağırlığımı artırıyorum.
Tekrar yazayım ama bu sefer kendime hatırlatayım. Düşüş bitti mi bilmiyorum. Ne kadar sürer, onu da bilmiyorum. Zaten bu bilgilerin de “bilinebilir” olduğunu düşünmüyorum.
Daha büyük düşüşlerde de hisse sayısını azaltır, konsantrasyonu artırırım. Yükselişlerde de aynı şekilde sadeleşirim.
Şimdi de portföyün Dolar-TL grafiğine bakalım.
Evet, grafikten de görüleceği üzere hem dolar hem de TL bazında portföy büyüklüğü plato yapmış durumda. Umarım 2023 Nisan’daki gibi bir sıçrama yapabiliriz. Ben olumsuz değilim.
2024 Ağustos sizin için nasıl geçti? Durumu toparlayabildiniz mi? Yoksa PPF’deyim kafam rahat mı diyorsunuz? Biraz da sizden dinleyelim.
Saygılar.