Yazar: <span>Lattedenborsaya</span>

Herkese selamlar.

Çok kazancıkça çok harcıyoruz, harcadıkça alışıyor ve masrafları arttırıyoruz.

Kazanırken değil de kazanamazken/kaybederken bu durum sorun olarak karşımıza çıkıyor ve binbir zorlukla oluşturduğumuz portföylerin bozulmasına bile sebep olabiliyor.

Bu durumdan kurtulmak ve yaşam standardı enflasyonunun kurbanı olmamak için düşünce tarzımızı değiştirmemiz gerekiyor.

Hadi başlayalım.

Finansal Özgürlük

Herkese selamlar.

Peter Lynch köşe yazılarında yatırımcılara ders vermeye devam ediyor. Şimdiki konumuz da hisse alım mevsimi ile ilgili.

Yazar önce döngüsel şirketler ve büyüme şirkeleri arasındaki farkı açıklıyor. Sonrasında da büyüme şirketlerini kategorilere bölüyor.

Yatırım fonu yöneticilerinin bakış açısı ile yazıyı bitiriyor.

Hadi başlayalım.

Peter Lynch Makaleleri

Herkese selamlar.

Cuma akşamı gelen istifa haberi ile küçük çaplı bir kalp krizi yaşadıktan sonra yatırıma kaldığım yerden devam ediyorum. Arada olur böyle şeyler:) Sonuçta burası ABD değil. Elde edebildiğimiz ortalamanın üstündeki yüksek kazançların sebebi de tam olarak ABD olmaması zaten. Yoksa endeks fonu alıp otururduk, değil mi?

LTB bu ayı %20,60 getiri ile tamamladı ve yaralarını az da olsa sararak yoluna kaldığı yerden devam etti. Dolar ve altın ise görece sakin durumda.

Şubat ayı ise haberlerle daha hareketli geçecek gibi duruyor.

Lafı fazla uzatmadan hadi başlayalım.

Finansal Özgürlük Portföy Durumu

Herkese selamlar.

Howard Marks’ın 2023 yılında yayınladığı üçüncü makalesi yatırım felsefesi ile ilgili.

Bunu da önce teori ile sonra da bazı tenis terimleri ile açıklamaya çalışıyor.

Risk almak, riskin kontrol edinmesi riskten kaçınmak, riske göre düzeltilmiş üstün getiri elde etmek gibi bir çok konuda fikirlerini açıklıyor.

Hadi bu uzun makaleye başlayalım.

Howard Marks Makaleleri

Herkese selamlar.

Son zamanlarda çok yoğun bir şekilde yabancının beyaz atlı bir prens olarak, sislerin içinden bütün heybetiyle çıkıp geleceği ve hepimizi bu piyasa anomalisinden kurtaracağı (İbrahim Tatlıses’in deyimiyle pezevenklerin elinden alacağı) retoriği pompalanıyor.

Bence bu üretilen değer pastasının çok daha fazlasının dışarıya çıkarılması demek. Dünyanın neredeyse hiçbir ülkesinde %70 yabancı yatırımcı oranı yokken bizde neden normalleştirlir ki?

Amacımız yerli bireysel-kurumsalın bilinçlenmesi ve daha fazla borsaya yatırım yapması olmalı.

Mesela ABD’de Harvard Üniversitesi’nin bağış fonu üniversitenin yıllık masrafının yarısını karşılıyor. Bizde neden üniversitelerin böyle fonları olmasın? Yapılacak çok şey var ama %70 yabancı yatırımcı oranı “bizim” sorunumuzu çözmeyecek.

Finansal Özgürlük Hisse Senedi Yatırımı