Kategori: <span>Finansal Özgürlük</span>

Herkese selamlar.

Portföy daha olgunlaşmamışken her zaman başımıza portföyün %5-10’unu kullanmamız gereken bir iş gelebilir. Bir ihtiyacımız olabillir. Peki böyle bir durumla karılaştığımız zaman ne yapmalıyız?

Bizim için gece gündüz çalışan kölelerimizi satmalı mıyız? Kuzucuklarımıza kıymalı mıyız? Yoksa borç mu almalıyız? Ödeyemezsek Babil’in En Zengin Adamı’ndaki Arkad gibi köle olur muyuz?

Böyle bir sorunun cevabı pek kolay değil. İnsanın içinde olduğu her iş çok karmaşıklaşıyor. İşin bir ucunda matematik var. Diğer ucunda da psikoloji.

Ama kesin bir cevabı olmasa da bu seçenekleri değerlendirmeyeceğimiz anlamına gelmiyor.

Yürüdüğümüz finansal bağımsızlık yolunda benim başıma gelen sizin de başınıza gelebilir diye kendi bakış açımı anlatayım dedim:)

Özellikle finansal özgürlüğün ilk zamanlarında elde pek nakit olmuyor. Portföy büyüme aşamasında ve ancak kendi kendini besliyor. Maaşımı alıyorum ve yatırıma bir miktar para ayırıyorum. Kalanını da harcıyorum. Yani boşta da pek para olmuyor. Zaten olsa da hemen hisse senedi alıyoruz:)

Neyse lafı fazla uzatmadan başlayalım.

Finansal Özgürlük Hisse Senedi Yatırımı

Herkese selamlar.

Etrafımda yeni borsaya başlayan bir sürü insan var. Bazıları da yakın arkadaşım.

Maalesef, ki bu maalesefi ne kadar vurgulasam azdır, çoğu cin olmadan adam çarpma derdinde.

Hani size arada Peter Lynch’in Kokteyl Teorisi’ni soruyordum ya, artık hangi safhada olduğumuzu soruyordum ya, artık sormama gerek yok. Çünkü etrafımdaki herkes bana hangi hisseyi almam gerektiğini söylemeye başladı.

Ben de en çok gözlemlediğim üç özelliklerini yazacağım. İleride döner bakarız.

Hadi başlayalım.

Finansal Özgürlük

Herkese selamlar.

Finansal özgürlük yolculuğunda 41 ayı da geride bıraktım. İlk 100.000 TL’yi 41. ayda devirip yoluma devam ediyorum. Bileşik getirinin de yardımıyla ikinci 100.000’i çok daha erken yakalayacağımı düşünüyorum. Bakalım zaman ne gösterecek.

Aynı zamanda yılın ikinci çeyreğini de geride bıraktık. Artık bilançoları bekleme zamanı geldi. Burada hem Covid-19’un hem de kısmî toparlanmanın etkilerini göreceğiz. Bazı şirketler diğerlerinden daha hızlı toparlanacak. Bakalım neler olacak.

Bu ay hisse portföyümdeki kârdan 1.000 dolar daha alıp Eurobond’a geçiş yaptım. Fakat hisse portföyü yaşanan yükselişlerden dolayı artmaya devam etti. Bazen kendimi acaba hissenin bileşik getirisinden mahrum bırakıp bırakmadığımı sormuyor da değilim. Ama hislerime ters düşse de portföy kârının bir kısmını dışarı çıkarmaya devam edeceğim.

Burada aklımda Sayın Bıkmış Broker’ın sözünü hatırlatıyorum:

Borsada kendi paranın hırsızı olacaksın.

Bıkmış Broker

Bu lafı ilk duyduğumda özümseyememiştim ama insan hisse portföyünden dışarıya para çıkarınca sanki malı çalınmış gibi hissediyor. Gelecekteki getirilerden olacağım diye korkuyor.

Şimdi daha iyi anlıyorum.

Lafı fazla uzattım. Artık Haziran 2020 Portföy durumuna geçelim.

Hadi başlayalım.

Finansal Özgürlük Portföy Durumu

Herkese selamlar.

Bundan aylar önce sizlere Charlie Munger’in bir sözünü paylaşmıştım.

“İlk 100 bin çok zordur ama bunu yapmak zorundasınız. Her yere yürüyerek mi gidersiniz, yoksa kuponlarla alınan şeyleri mi yersiniz, umrumda değil… İlk 100.000$’ı biriktirmek için bir yol bulun. Ondan sonra ayağınızı gazdan biraz çekebilirsiniz. İlk 100 bini biriktirmek eğer toplu paranız yoksa servet sahibi olmanın en zor kısmıdır. Sonraki ise ilk 1 milyondur. Bunu yapmak için sürekli kazandığınızdan daha azını harcamalısınız. Zenginleşmek, kartopu yuvarlamak gibidir. Yüksek bir tepenin üzerinden başlarsanız bunun çok faydasını görürsünüz (erken başlamak ve kar topunu olabildiğince uzun süre yuvarlamak). Uzun bir hayat sürmek çok yardımcı olur.

Charlie Munger

Yatırıma başladıktan tam 41 ay sonra ilk 100.000’i biriktirmeyi başardım.

Fakat bu bir kutlama yazısı, değil bir durum tespiti olacak.

Hadi başlayalım.

Finansal Özgürlük Hisse Senedi Yatırımı

Herkese selamlar.

Bu karantina günlerinde her gün birbirine benziyor. Bu yüzden de çok hızlı geçiyor. Siz nasıl hissediyorsunuz bilmem ama içimde devamlı bir gerginlik var. Sanırım çok kapalı kalmak bana yaramıyor.

Buna rağmen geçtiğimiz ay hem bütçe yönünden, hem de portföy dağılımı bakımından bu olumsuz durumu fırsata çevirmeye çalıştım.

Sene sonuna kadar sıfır kredi kartı borcu hedefime adım adım ilerliyorum. Evde zaten pek masraf olmuyor. Bu fazlayı yatırımlarımı arttırmaktan çok borçlarımı azaltmak için kullanmayı seçtim.

Hepimiz büyük düşüşlere nakit ile girmenin ya da hiç olmazsa sıfır borçla girmenin ne kadar önemli olduğunu tekrar görmüş olduk.

İkinci olarak, geçen ay değiştirdiğim portföy dağılımı iyice oturttum. Artık %66 hisse senedi, %28 Eurobond ve kalanı da altından oluşan bir portföyüm var. Ayrıntısını yazıda geçeriz.

Portföye gelirsek, bu ay TL bazında tarihinin en yüksek seviyesine çıktı. Dolar olarak ise hala geride. Çok arada kaldım hisse senedi ayrıntısına girsem mi diye. Daha az hareket ederek eski düzene dönmeye karar verdim.

Altın biriktiren güncü teyzeleri ise hiç sormayın:) Bu ay da onların “yine” gerisinde kaldım. Ama sene sonuna kadar yakalayabileceğimi düşünüyorum.

Lafı çok uzatmadan, hadi başlayalım.

Finansal Özgürlük Portföy Durumu