Piyasa zamanlaması (market timing) her yatırımcının rüyalarını süsleyen ve %99’umuzun (itiraf etsek de etmesek de) yapmaya çalıştığı bir eylemdir. Düşükken alıp yüksekten satmak, piyasa düşerken dışarıdan izlerken tüm yükselişlerde içinde olmak… Ne güzel olurdu değil mi?
Hangimiz şu sözleri işitmedik ki?: “Biraz daha düşsün alacağım, seçim geçsin alacağım, eğer şu olursa satacağım, kriz geliyor dışarıda durmak lazım.”
Ya da biraz daha genişletelim: “2008 krizinin en dibinde şu hisse senedini alsaydın şimdi köşe olmuştun. 2001 krizinde şu kadar lot hisse senedi alsaydın şimdi Hawai’de sörf yapıyordun vs vs.”
Ama bakın Vanguard Yatırım Fonlarının kurucusu John C. Bogle bu konuda ne diyor:
Piyasa tepedeyken satmak ve dipteyken almak çok güzel olurdu fakat 55 yıllık iş hayatımında sadece bunun nasıl yapılacağını bilen birini değil, bunun nasıl yapılacağını bilen birini tanıyan birini de görmedim.
Ya da Peter Mallouk:
Bütün kariyerim boyunca, kişisel olarak tam tepedeyken piyasadan çıkıp, en dipten piyasaya giren bir yatırımcı görmedim. Bir kez bile… Ve, bunu yapanın sürekli olarak tekrar etmesi gerekir. Profesyoneller bile bunu yapamazken, kankanızın bunu yapabileceğini mi düşünüyorsunuz? İstatistikler, olasılıklar ve ortak akıl bunun olamayacağını söylüyor.
Yani dostlar bir daha piyasa zamanlaması ile ilgili bir şey duyduğunuzda aklınıza ünlü yatırımcıların sözleri gelsin.
Bir müjde vererek başlayayım. ‘Çoğumuz yaptığımız günlük piyasa tahminlerinde yanılacağız. Her sene sürekli haklı çıkanların oranı ise %0,000000001’i geçmeyecek. Ahım şahım yorumcularınki bile…
Hadi başlayalım.
